Kategoriler
Deprem Eğitimi

Deprem Anında ve Sonrasında Oluşabilecek İkincil Afetler

Büyük depremler meydana geldikten sonra sadece birer sarsıntıdan ibaret olmayıp, sadece fiziksel yıkımlarla sonuçlanmazlar. Büyük depremler, meydana geldiklerinde doğal gaz borularının patlaması, barajların patlaması, sel baskınları, elektrikten dolayı meydana gelebilecek olan yangınlar da ikinci derecedeki büyük facialardır. Depremler, yerkabuğundaki ani enerji boşalımının neden olduğu, yıkıcı etkilere sahip doğal olaylardır. Ancak asıl yıkım çoğu zaman depremin kendisinden değil, tetiklediği ikincil afetlerden kaynaklanır. Bu makalede, deprem anında doğalgaz patlamalarının, elektrik tellerinden çıkabilecek yangınların ve diğer olası tehlikelerin nasıl oluştuğunu inceleyeceğiz.

Deprem Anında Doğalgaz Patlamaları Mümkün mü?

“Doğalgaz deprem anında patlar mı?” sorusunun cevabı hem evet hem hayırdır. Deprem sırasında doğrudan bir patlama olması nadirdir, ancak depremin hemen sonrasında patlama ve yangın riski çok yüksektir. İşte süreç:

  • Boru Hatlarındaki Hasar: Depremin şiddetli sarsıntısı, bina içi ve şehir şebekesindeki doğalgaz borularında kaçaklara, kırılmalara ve kopmalara neden olabilir. Esnek bağlantılar bile aşırı stres altında zarar görebilir.
  • Gazın Birikmesi: Doğalgaz kokusuzdur, ancak kaçakları fark etmemiz için içine özel olarak koku maddeleri eklenir. Kapalı veya yarı kapalı alanlarda (enkaz altı, bodrum katları, daire içleri) sızan gaz fark edilmeden birikebilir. Gaz, havadan daha hafif olduğu için yukarı doğru yükselir ve belirli bir konsantrasyona ulaştığında patlayıcı bir karışım oluşturur.
  • Ateşleme Kaynağı: Birikmiş gazı patlatacak bir kıvılcım gerekir. Bu kıvılcım; enkaz altındaki kısa devre yapmış bir elektrik kablosundan, açık bir ateşten (ocak, mum), sigara izmaritinden veya bir metalin birbirine sürtünmesiyle oluşan statik elektrikten gelebilir.

Deprem anında gaz vanaları otomatik olarak kapanmazsa veya borular zarar görürse, sızıntı kaçınılmazdır. Patlama, genellikle sarsıntı durduktan sonra, bir ateşleme kaynağı ile birleştiğinde meydana gelir. 1999 Gölcük Depremi’ndeki yangınların büyük bir kısmı doğalgaz kaçaklarından kaynaklanmıştır.

Elektrik Tellerinin Kopması ve Yangın Tehlikesi

Elektrik enerjisi, modern hayatın vazgeçilmezi olsa da deprem anında ciddi bir tehdide dönüşebilir.

  • Kopma ve Kısa Devre: Depremin sarsıntısı, elektrik direklerini devirebilir, binaların yıkılmasıyla beraber elektrik hatları kopabilir veya gerilebilir. Kopan ve birbirine değen teller büyük kıvılcımlar çıkararak kısa devreye neden olur. Bu kıvılcımlar, kolayca tutuşabilecek malzemelerin (halı, perde, kağıt, ahşap) üzerine düşerek yangını başlatır.
  • Yaygın Etki: Elektrik yangınları aynı anda birçok noktada çıkabilir. İtfaiye ekipleri depremin yarattığı kaos ve ulaşım sorunları nedeniyle yangınlara müdahale etmekte gecikebilir. Su şebekesinin de depremden hasar görmüş olması, yangınla mücadeleyi daha da zorlaştırır.
  • Enkaz Altındaki Risk: Yıkılan binaların enkazı altında kalan canlılar için kopmuş elektrik kabloları büyük bir risk oluşturur. Enkazı kaldırma çalışmaları sırasında da elektrik çarpması tehlikesi devam eder.

Bu nedenle, deprem sonrasında elektrik şebekesinin bir an önce güvenli bir şekilde kesilmesi hayati önem taşır.

Deprem Anında ve Sonrasında Oluşabilecek Diğer Afetler

Deprem, bir domino taşı etkisi yaratarak bir dizi ikincil afeti tetikleyebilir.

1. Tsunami

Özellikle okyanus ve deniz tabanında meydana gelen büyük depremler, muazzam miktarda suyu harekete geçirerek tsunami adı verilen dev dalgaları oluşturur. Bu dalgalar kıyıya ulaştığında, depremin kendisinden daha büyük bir yıkım ve can kaybına neden olabilir. 2004 Hint Okyanusu Depremi ve Tsunamisi ve 2011 Japonya Tōhoku Depremi ve Tsunamisi bunun en acı örnekleridir.

2. Sıvılaşma

Yer altı su seviyesinin yüksek olduğu kumlu ve killi zeminlerde, depremin şiddetli sarsıntısı zeminin taşıma gücünü kaybetmesine neden olur. Suyun yukarı doğru basıncıyla zemin sıvı gibi davranmaya başlar. Üzerindeki binalar, yollar ve altyapı sistemleri bu sıvı zeminin içine gömülür veya yan yatar.

3. Heyelan ve Kaya Düşmeleri

Deprem sarsıntıları, özellikle dik yamaçlı ve jeolojik olarak kararsız bölgelerdeki toprak ve kayaları harekete geçirir. Heyelanlar (toprak kayması) ve kaya düşmeleri, kırsal alanlarda yolları kapatabilir, köyleri ve tek yapıları altına alabilir, ulaşımı ve kurtarma çalışmalarını engelleyebilir.

4. Baraj Yıkılmaları veya Hasarları

Depremin merkez üssüne yakın büyük barajlar ve göletler, sarsıntının etkisiyle yapısal hasar alabilir. Barajların yıkılması durumunda, mansapta (barajın aşağısında kalan bölge) ani ve yıkıcı bir sel baskını meydana gelir. Bu durum, depremden etkilenmemiş bölgeleri bile vurabilecek çok büyük bir afete dönüşebilir.

5. Altyapının Çökmesi

Deprem, bir şehrin can damarı olan altyapıyı felç eder.

  • Su ve Kanalizasyon Şebekesi: Boruların kırılması içme suyu kaybına, yangınla mücadelede su sıkıntısına ve kanalizasyon sızıntılarıyla salgın hastalık riskinin artmasına neden olur.
  • İletişim Ağları: Baz istasyonlarının ve kulelerin yıkılması, fiber hatların kopması, iletişimi keserek kurtarma çalışmalarını zorlaştırır ve toplumda paniği artırır.
  • Ulaşım Ağları: Köprülerin, viyadüklerin çökmesi, yolların hasar görmesi ve enkazlar, ambulans, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin olay yerine ulaşmasını geciktirir.

Alınması Gereken Önlemler ve Emniyet Tedbirleri

Depremde asıl öldürücü olan, çoğu zaman depremin kendisi değil, beraberinde getirdiği bu ikincil afetlerdir. Riskleri azaltmak için bütünleşik bir afet yönetimi anlayışı şarttır:

  1. Bina Güvenliği: Deprem yönetmeliğine uygun, sağlam zeminlerde inşa edilmiş binalar, hem yıkılma hem de yangın riskini azaltır.
  2. Altyapının Güçlendirilmesi: Doğalgaz borularında esnek, kırılmaya dayanıklı bağlantılar kullanılmalı, elektrik hatları ve diğer tüm altyapı sistemleri deprem riskine göre tasarlanmalıdır.
  3. Otomatik Kesiciler: Deprem sensörlü acil durum doğalgaz kesme vanaları ve otomatik elektrik sigortaları zorunlu hale getirilmelidir.
  4. Toplumsal Eğitim: Halka, deprem sırasında ve sonrasında gazı ve elektriği nasıl kesecekleri, olası bir kaçakta neler yapmaları gerektiği öğretilmelidir.
  5. Kapsamlı Afet Planları: Şehirlerin deprem master planları, tsunamiden sıvılaşmaya, yangından heyelana kadar tüm ikincil tehlikeleri göz önünde bulundurularak hazırlanmalıdır.

Unutulmamalıdır ki deprem doğal bir olaydır, ancak onun bir afete dönüşmesi ve yarattığı ikincil tehlikeler önlenebilir ve azaltılabilir risklerdir. Hazırlık, bilinçli toplum ve sağlam yapılaşma, en etkili kurtarıcılardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir