Kategoriler
Türkiye Depremleri

Depremde Aile Afet Planı Nasıl Yapılır?

Deprem tüm zamanların en yıkıcı ve tahrip edici gerçeklerden biridir. Depremin olmasını teknik olarak engelleyecek bir teknoloji henüz icat edilmedi ama depremden korunmanın yolları pekâlâ mümkün. Doğal afetler, özellikle de depremler, beklenmedik anlarda hayatımıza müdahale edebilir. Bu durumlarda panik ve kargaşa, aile bireylerinin birbirinden kopmasına ve iletişim kuramamasına neden olabilir. Bu nedenle, önceden hazırlanmış kapsamlı bir aile afet planı, hem fiziksel güvenliğiniz hem de mental rahatlığınız için hayati önem taşır. İşte ailenizle birlikte deprem anında ve sonrasında nasıl iletişim kuracağınızı planlamak için adım adım bir rehber.

  1. Aile Buluşma Noktaları Belirleyin

İletişim planının temelini, önceden belirlenmiş buluşma noktaları oluşturur. Bu noktaları üç kategoride düşünmelisiniz:

  • 1. Derece Buluşma Noktası (Hemen Çıkış Sonrası): Evin içinde güvenli bir yer. Deprem sırasında aile üyelerinin sığınacağı (çök-kapan-tutun hareketini yapacağı) ve deprem durduktan hemen sonra bir araya geleceği güvenli bir alan. Bu, koridor, kapı girişleri veya sağlam bir masa yanı olabilir. Herkesin buraya gelmesi konusunda anlaşın.
  • 2. Derece Buluşma Noktası (Mahalle Çapında): Evinizden hemen tahliye olmanız gerektiğinde buluşmak üzere hemen dışarıda belirlediğiniz bir yer. Bu, apartmanınızın önündeki bir ağaç, güvenli bir park alanı veya mahallenizdeki bir boş alan olmalıdır. Bu nokta, yangın, gaz kaçağı gibi tehlikelerden uzak, bina enkazı düşme riski olmayan bir yer seçilmelidir.
  • 3. Derece Buluşma Noktası (Şehir Çapında): Afetin büyüklüğü nedeniyle mahallenize dönülemediği durumlar için şehrin farklı bir bölgesinde belirlenmiş bir nokta. Bu, bir akraba evi, bir okul, bir cami veya güvenli bir park olabilir. Bu noktaya ulaşım yollarını alternatifli olarak planlayın.

Önemli Not: Buluşma noktalarını belirlerken, her aile üyesinin bu noktaların yerini kesinlikle bildiğinden emin olun. Küçük çocuklarınıza bu yerleri tarif edin, hatta birlikte yürüyerek gidip gösterin.

2. İletişim Zinciri Kurun ve Her An İletişimde Olun

Afet sonrasında telefon hatları ve internet aşırı yoğunluk nedeniyle çökebilir. Bu nedenle tek iletişim yöntemine güvenmeyin. Bir “iletişim zinciri” oluşturun.

  • Şehir Dışı Bağlantı Kişisi Belirleyin: Aile üyelerinizin tamamının arayabileceği, şehir dışında yaşayan bir kişi belirleyin. (Örn: Ankara’da yaşayan bir teyze, İzmir’deki dayı). Deprem sonrasında her aile üyesi mümkün olan ilk fırsatta bu kişiyi arayarak durumunu ve yerini bildirir. Bu sayede merkezi bir noktadan herkesin durumu öğrenilebilir. Bu kişiyi tüm aile üyelerinin cep telefonlarına kaydetmesi gerekir.
  • Kısa Mesaj (SMS) ve İnternet Mesajlaşma Uygulamalarını Kullanın: Sesli aramalar yerine kısa mesaj (SMS) göndermek veya WhatsApp gibi uygulamalardan mesaj atmak, yoğun ağlarda daha yüksek şansa sahiptir. Mesajlarınız kısa, net ve bilgi içerikli olsun: “Ben iyiyim, ev güvenli değil, mahalle buluşma noktasındayım.”

3. Acil Durum Çantası ve Diğer Püf Noktalar

Acil durum çantanızın içinde sadece su ve yiyecek değil, iletişimi destekleyecek öğeler de olmalıdır.

  • Şarj Cihazı/Yedek Batarya: Taşınabilir bir power bank, cep telefonunuzun şarjı bitse dahi hayati önem taşır.
  • Pille Çalışan veya Kurbalı Radyo: En güvenilir bilgi kaynağıdır. Resmi açıklamaları ve uyarıları buradan takip edebilirsiniz.
  • Düdük: Enkaz altında kalma ihtimaline karşı, sesinizle iletişim kuramadığınızda düdük hayat kurtarır.
  • Önemli Telefon Numaraları Listesi: Telefonunuzun şarjı bittiğinde veya ulaşılamadığında, bir kağıda yazılı şehir dışı bağlantı kişisi, aile fertleri, iş yerleri, okullar, AFAD, 112 Acil gibi numaraları acil durum çantanızda bulundurun.
  • Aile Fotoğrafı: Aile bireylerinin güncel bir fotoğrafı, özellikle kayıp durumunda aramalarda yardımcı olacaktır.

4. Aile Tatbikatı Yaparak Uygulama Senaryoları Kurun

Bir plan sadece kağıt üzerinde kaldığında işe yaramaz. Planı düzenli aralıklarla pratik etmek çok önemlidir.

  • Senaryolar Üretin: “Deprem oldu, sen okuldasın, ben işteyim, evde kimse yok. Ne yapardık?” gibi farklı senaryoları ailece konuşun.
  • Tatbikat Yapın: Belirlediğiniz buluşma noktalarına ailece yürüyün. Çök-kapan-tutun hareketini evdeki her oda için düşünün ve uygulayın.
  • Bilgileri Güncel Tutun: Telefon numaraları veya adresler değiştiğinde, tüm aile üyelerini haberdar edin ve acil durum çantanızdaki listeyi güncelleyin.

5. Özel Durumlar İçin Plan Çocuklar, Yaşlılar ve Evcil Hayvanlar

Planınızı ailenizin tüm üyelerini kapsayacak şekilde genişletin.

  • Çocuklar: Okul veya kreşlerin afet planlarını öğrenin. Çocuğunuzu kimin alacağına dair okulla önceden resmi bir protokol oluşturun.
  • Yaşlı Aile Üyeleri: Hareket kısıtlılığı olan aile üyeleri için tahliye planınızı gözden geçirin. Onlara ulaşmak ve yardım etmek için kimin sorumlu olacağını netleştirin.
  • Evcil Hayvanlar: Afet çantanıza onlar için mama, su ve veteriner kayıtları ekleyin. Buluşma noktalarınıza götürebileceğiniz bir taşıma çantası hazır bulunsun.

6. Teknolojiyi Akıllıca Kullanın ve İletişim Araçlarınızı Yakınınızda Tutun

  • AFAD ve Kızılay Uygulamaları: Telefonunuza AFAD’ın resmi uygulamasını ve diğer acil durum uygulamalarını indirin. Bu uygulamalar erken uyarı, toplanma alanları ve acil durum bilgileri sağlayabilir.
  • Konum Paylaşma: WhatsApp ve benzeri uygulamalardaki anlık konum paylaşma özelliğini kullanmayı öğrenin. Bu, buluşamadığınız durumlarda birbirinin yerini tespit etmek için çok değerli olacaktır.

Bir aile afet ve iletişim planı yapmak, deprem gibi bir felaket karşısında paniği azaltır ve hayatta kalma şansınızı artırır. Bu plan, ailenizin dağılmasını engelleyen ve yeniden bir araya gelmenizi sağlayan bir güvenlik ağıdır. Bu makalede özetlenen adımları takip ederek, ailenizle oturup konuşarak ve planınızı pratik ederek, olası bir depreme hazırlıklı olmanın huzurunu yaşayabilirsiniz. Unutmayın, hazırlık korkuyu azaltır, bilinçli eylemi artırır. Bugün, yarın için plan yapmak için en iyi gündür.

Kategoriler
Türkiye Depremleri

6 Şubat Depremleri İki Yıl Sonra Bilançonun Sessiz Çığlığı

6 Şubat 2023’te saat 04:17’de Kahramanmaraş’ı vuran 7,7 büyüklüğündeki deprem, 9 saat sonra 7,6 büyüklüğünde ikinci bir yıkımla Türkiye’yi sarstı. Resmi rakamlara göre 53.537 can kaybı, 107.213 yaralı ve 3,3 milyon göç… Peki iki yıl sonra bu acıların izinde neredeyiz? İşte 6 kritik soruda yanıtlar:

Sağlık Hizmetleri: Yaralar Sarıldı mı?

İçişleri Bakanlığı’nın açıkladığı veriler, 138.190 sağlık personelinin bölgeye sevk edildiğini gösteriyor. Ancak Türk Tabipleri Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut’a göre gerçek tablo daha karanlık:

“Kahramanmaraş’ta 11 bin defin kaydı varken resmi rakamlar 6 bindi. Fazladan ölüm istatistikleri 2024 nüfus sayımlarında ortaya çıkacak.”

Malatya’da temiz suya erişim sorunu, sağlık çalışanlarının barınma problemi ve Aile Sağlığı Merkezleri’ndeki kaos devam ediyor.

Yıkılan Binalar: Rakamlar Ne Söylüyor?

Cumhurbaşkanlığı raporu, 35.355 binanın yıkıldığını, 17.491 binanın acil yıkılması gerektiğini açıkladı. Ancak Şehir Plancıları Odası’ndan Serkan Koç’un uyarısı çarpıcı:

“Orta hasarlı binalarda hala insanlar yaşıyor. Ruhsatsız yapıların güçlendirilmesi, denetimsizlik yüzünden imkansız.”

4 Nisan 2024’e kadar ruhsat alamayan binaların yıkılacağı belirtilse de, kırsaldaki kaçak yapılar bu süreci tıkıyor.

Konteyner Kentler: Kaç Kişi ‘Geçici’ Hayata Mahkum?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı 215 bin konteyner, resmi verilere göre 78.718 kişiye ev oldu. Ancak Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin raporu, 3,3 milyon kişinin bölgeden göç ettiğini ortaya koyuyor. Çadır kentlerde kalanların sayısı ise 2,6 milyon…

Adli Süreç: Müteahhitler Cezalandırıldı mı?

Adalet Bakanı Tunç, 2.825 soruşturma ve 350 tutukludan bahsetse de Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri Veli Küçük gerçeği ifşa ediyor:

“Davaların çoğu ‘kovuşturmaya gerek yok’ kararıyla rafa kalktı. Ceza alanlar ise ‘kısa süreli hapis’ ile kurtuldu.”

Kültürel Miras: Tarih Yıkıntılar Altında mı?

Deprem, 169 kültürel varlığı yerle bir etti. Hatay ve Malatya müzelerindeki 90 eser hasar gördü. İKSV Direktörü Özlem Ece’nin vurgusu dikkat çekici:

“Kültür mekanları, depremde sığınak ve dayanışma merkezine dönüştü. Ancak restorasyon için ayrılan 1 milyar TL yetersiz.”

Sanatın İyileştirici Gücü: Hatay Senfoni Dirilecek mi?

Hatay Akademi Senfoni Orkestrası, dört üyesini enkazda kaybetti. Müzisyen Ayşegül Uçar’ın sözleri umut veriyor:

“Enstrümanlarımız moloz altında kaldı, ama ruhumuzu çaldıramadılar. Yıkıntılar arasından yeni bir umut besteliyoruz.”

Deprem Değil, İhmaller Öldürüyor!

Ruhsatsız binalarda yaşamaya mecbur bırakılan aileler ve cezasız kalan müteahhitler… 6 Şubat, sadece bir deprem değil, sistemik çürümüşlüğün de fotoğrafı. Unutmayalım: Deprem öldürmez, güvensiz binalar ve kayıtsızlık öldürür.