
Türkiye, jeolojik konumu itibarıyla aktif deprem kuşakları üzerinde yer alan bir ülkedir. Bu gerçek, konut seçimini yaşamsal bir öneme taşımaktadır. Kiralık bir ev ararken sadece konum, fiyat veya estetik kaygılarla değil, aynı zamanda binanın güvenliğiyle ilgili kritik sorular sormak ve gözlemler yapmak zorundayız. Bu süreç, hem kendi hayatımızı hem de sevdiklerimizin hayatını doğrudan ilgilendiren teknik ve hukuki bir değerlendirme sürecidir. İşte bu zorlu süreçte dikkat etmeniz gereken temel başlıklar.
Binadan Önce Arazi Zemin ve Çevresel Faktörlerin İncelenmesi
Bir binanın deprem performansı, inşa edildiği zeminle doğrudan ilişkilidir. Sağlam bir kaya zemin üzerine inşa edilmiş bir bina ile gevşek dolgu, alüvyal veya suya doygun zeminler üzerine inşa edilmiş bir binanın depremden etkilenme şiddeti aynı olmayacaktır. Evi görmeden önce, binanın bulunduğu arazinin özelliklerini araştırmak akıllıca olacaktır. İnternet üzerinden “İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP)” veya “Zemin Etütleri” gibi başlıklarla şehrinize özgü raporlara ulaşabilirsiniz. Ayrıca, binanın çevresini gözlemleyin. Dere yatağına, eski bir gölet veya göl yatağına, dik yamaçlara veya heyelan riski olan bölgelere yakın olan yapılardan kaçınmak gerekir. Mümkünse, binanın inşa edilmeden önceki halini soruşturun. Doldurulmuş, bataklık veya eski bir dere yatağı üzerine inşa edilmiş binalar sıvılaşma riski taşıyabilir; bu da deprem anında zeminin taşıma gücünü kaybetmesine neden olabilir.
Binanın Yaşı, İnşaat Teknolojisi ve Tasarımı
Binanın inşa edildiği yıl, deprem yönetmeliği açısından kritik bir göstergedir. Türkiye’de deprem yönetmelikleri 1999 Marmara Depremi’nden sonra büyük ölçüde revize edilmiş ve güçlendirilmiştir. Bu nedenle, genel olarak 2000 ve sonrasında inşa edilmiş ve proje onayı olan binaların daha güvenli olduğu kabul edilir. Ancak bu, eski binaların kesinlikle güvensiz olduğu anlamına gelmez; düzenli bakım ve denetimden geçmiş, kaliteli malzeme ile inşa edilmiş pek çok eski bina da güvenli olabilir.
Binanın tasarımı da önemlidir. Mümkün olduğunca simetrik, düzgün geometriye sahip, ağır çıkmaları ve karmaşık mimarisi olmayan binalar deprem kuvvetlerini daha iyi dağıtır. Binanın taşıyıcı sistem elemanlarını (kolon ve kirişler) gözlemleyin. Bu elemanlarda derin çatlaklar, eğilme veya çürüme olmamalıdır. Özellikle kolon ve kirişlerin kesilerek ya da delinerek içinden boru/kanal geçirilip geçirilmediğini kontrol edin. Bu durum, taşıyıcı sistemde ciddi zafiyetlere yol açar. Binanın beton kalitesi hakkında fikir edinmek için küçük bir çekiçle (elinizle de vurabilirsiniz) kolonlara hafifçe vurduğunuzda betonun tok bir ses çıkarması, yüzeyin toz halinde dökülmemesi gerekir.
Yapısal Olmayan Riskler ve İçerideki Tehlikeler
Depremde yaralanmaların büyük bir kısmı, binanın kendisinden ziyade içindeki eşyaların devrilmesi, düşmesi veya kırılması sonucu oluşur. Bu nedenle, daireyi gezerken sadece binanın taşıyıcı sistemine değil, sabitlenmemiş mobilya ve eşyalara da odaklanın. Yüksek ve devrilebilir dolaplar, kitaplıklar, TV üniteleri ve beyaz eşyalar uygun şekilde duvara sabitlenmiş mi? Avizeler ve diğer aydınlatma elemanları sağlam mı? Pencere camları kalın ve güvenli mi? Bu tür yapısal olmayan riskler, kiracı olarak sizin kontrolünüz altındadır. Evi tuttuğunuzda, bu eşyaları mutlaka sabitleyerek kendi yaşam alanınızı güvenli hale getirebilirsiniz.
Hukuki ve Yönetsel Sorumluluklarla DASK ve Diğer Belgeler
Kiralık bir ev ararken, ev sahibinin yasal yükümlülüklerini yerine getirip getirmediğini sorgulamak da sizin sorumluluğunuzdadır. Zorunlu Deprem Sigortası (DASK) olmayan bir daireyi kesinlikle kiralamayın. DASK poliçesi, binanın yıkılması durumunda maddi kaybınızı karşılamaz ancak binanın yeniden inşası için önemli bir finansal kaynak oluşturur ve binanın teknik olarak incelendiğine dair bir göstergedir. Ayrıca, binanın “Yapı Kayıt Belgesi” olup olmadığını sorun. Bu belge, binanın ruhsat, proje ve yapı denetim süreçlerinin usulüne uygun şekilde tamamlandığını gösterir. Son olarak, bina yönetimi ile iletişime geçerek binanın periyodik olarak kontrol edilip edilmediğini, herhangi bir risk analizi veya güçlendirme çalışması yapılıp yapılmadığını öğrenmeye çalışın.
Son Kontrol ve Kiracı Olarak Sorumluluklarınız
Tüm bu teknik ve hukuki değerlendirmelerden sonra, son bir kez binayı ve çevresini dikkatle gözden geçirin. Binada veya çevredeki diğer binalarda temelden gelen çatlaklar, nem, su sızıntısı gibi problemler var mı? Acil çıkış yolları açık ve kullanılabilir durumda mı? Binada yangın merdiveni var mı ve erişilebilir mi? Komşulardan bina ve çevresi hakkında bilgi almak faydalı olabilir. Unutmayın, ev sahibi binayı güvenli bir durumda teslim etmekle yükümlüdür. Ancak siz kiracı olarak da kiralama sözleşmesi imzalamadan önce bu araştırmaları yapmak ve gerekli belgeleri talep etmekle sorumlusunuz. Şüphe duyduğunuz, içinize sinmeyen, belgeleri eksik olan veya gözle görülür riskler barındıran bir binada yaşamak, düşük kiranın çekiciliğine asla değmez. Unutulmamalıdır ki, deprem değil, güvensiz bina öldürür. Bu bilinçle hareket ederek, hem kendinizin hem de sevdiklerinizin can güvenliğini en üst düzeyde tutacak bir yaşam alanı seçebilirsiniz.

