Kategoriler
Deprem Eğitimi

Çocuklara Depremi Nasıl Anlatmalıyız?

Doğal afetler arasında deprem hem fiziksel hem de ruhsal ve psikolojik olarak yıkım yaratan olaylardır. Bu tür doğal afet olayları, yetişkinler için bile anlaşılması ve baş edilmesi zor olaylardır. Çocukların dünyasında ise deprem, soyut, korkutucu ve gizemli bir kavram olarak yer edinebilir. Onlara bu doğa olayını anlatırken amacımız, korkuyu körüklemek değil, bilgiyle güçlendirmek, endişeyi güvene dönüştürmektir. Bu süreçte doğru dil, doğru zamanlama ve duygusal güvenlik çok önemlidir.

Hazırlık Anlamında Önce Kendi Sakinliğinizi Sağlayın

Çocuklar, yetişkinlerin duygusal durumlarını bir radar gibi algılarlar. Siz kaygılı, gergin ve korku doluysanız, çocuğunuzun sakin kalmasını bekleyemezsiniz. Bu nedenle, çocuğunuza depremi anlatmadan önce, kendi duygu ve bilgi durumunuzu gözden geçirin. Sakin, güven veren ve bilgili bir tavır, anlatacağınız her şeyden daha değerlidir.

Yaşa Uygun ve Basit Bir Dil Kullanın

Çocuğunuzun yaşı, depremi nasıl anlatacağınızı belirleyen en önemli faktördür. Karmaşık jeolojik açıklamalar yerine, onların anlayabileceği basit benzetmeler kullanın.

Okul Öncesi Dönem (3-6 Yaş):
Bu yaş grubundaki çocuklar somut düşünürler. Soyut kavramları anlamakta zorlanırlar. Onlara depremi, “Dünya’nın uyuyakaldığı ve esnediği, bu sırada da toprağın hafifçe sallandığı bir an” gibi masalsı ve yumuşak bir dille anlatabilirsiniz. “Yerler bazen hafifçe sallanabilir. Bu, Dünya’nın kendi doğal hareketidir. Biz de bu sallantıya hazırlıklı olmayı öğreniriz,” gibi cümleler korkuyu azaltacaktır. Oyun ve resim en büyük yardımcılarınız olacaktır. Legolarla bir ev inşa edip, onu hafifçe sallayarak “Deprem olduğunda eğer evimiz sağlam değilse bu olabilir, ama bizim evimiz/inşaatımız sağlam kurallara göre yapıldığı için güvendeyiz,” mesajını verebilirsiniz.

İlkokul Dönemi (7-11 Yaş):
Bu yaş grubu, olayların neden-sonuç ilişkisini kurmaya başlar. Daha gerçekçi ve basit bilimsel açıklamalar yapılabilir. “Yerkabuğu dev puzzle parçaları gibi büyük plakalardan oluşur. Bu plakalar çok yavaş hareket eder ve bazen birbirlerine sürtünürler. Bu sürtünmenin enerjisi bize deprem olarak yansır,” şeklinde bir açıklama yapabilirsiniz. Basit deneylerle (örneğin, bir elinizi diğerinin altına sokup iterek enerjinin nasıl açığa çıktığını göstermek) bu süreci somutlaştırabilirsiniz.

Ergenlik Dönemi (12+ Yaş):
Ergenler, yetişkinlere yakın bir seviyede soyut düşünebilir ve detaylı bilgileri kavrayabilirler. Onlarla depremin bilimsel mekanizması, Türkiye’nin deprem gerçeği, deprem mühendisliği, yapı denetimi ve afet yönetimi hakkında daha detaylı konuşabilirsiniz. Onları sürece dahil edebilir, afet çantası hazırlama, toplanma alanlarını öğrenme gibi konularda sorumluluk verebilirsiniz.

Güven Vurgusunu Asla Eksik Etmeyin

Çocuğunuzla deprem hakkında konuşurken en kritik nokta, onlara güvende oldukları hissini vermektir. “Bizim asıl işimiz, deprem olduğunda nasıl güvende kalacağımızı öğrenmek. Tıpkı yolda karşımıza bir araba çıkınca nasıl durmayı biliyorsak, deprem için de güvende olmayı öğreneceğiz,” gibi bir yaklaşım, olayı normalleştirir ve kontrol duygusunu güçlendirir.

“Evimiz sağlam”, “Okulunuz deprem kurallarına uygun inşa edildi”, “Biz aile olarak her durumda seni korumak için hazırlıklıyız” mesajları, çocuğun temel güven duygusunu zedelemeden bilgilendirme yapmanızı sağlar.

Pratik ve Proaktif Olarak Sürece Beraber Hazırlanın

Korkuyu azaltmanın en etkili yollarından biri, eyleme geçmektir. Çocuğunuzu sürece dahil ederek, onun kontrol duygusunu artırabilirsiniz.

  • Afet Çantası Hazırlama: Birlikte bir afet çantası hazırlayın. Çantaya su, enerji verici gıdalar, düdük, küçük bir ilk yardım seti, birkaç oyuncak veya kitap koyun. Çocuğunuzun sevdiği bir atıştırmalığı veya küçük bir notu çantaya koymasına izin verin. Bu, süreci bir oyuna dönüştürür.
  • Güvenli Alanları Belirleme: Evin içindeki güvenli alanları (sağlam masa ve sandalyelerin yanı, duvardan uzak iç koridorlar) birlikte belirleyin. “Deprem tatbikatı” adı altında, bir oyun gibi, “Deprem oldu!” dediğinizde hep birlikte o alana gidip “Çök-Kapan-Tutun” pozisyonunu alın. Bunu düzenli aralıklarla tekrarlayın.
  • Aile İletişim Planı Yapma: Telefonların çalışmayabileceğini, bu nedenle bir buluşma planı yapmanın önemini anlatın. Okul dışındaysa nerede buluşacaksınız? Mahallenizdeki toplanma alanı neresi? Bu bilgileri bir kağıda yazıp çocuğunuzun çantasına koyun.

Medya Kullanımını Kısıtlayın ve Çocuğunuzla Normalleşmeden Bahsedin

Deprem sonrası medyada sürekli yinelenen yıkım görüntüleri, çocukların ruh sağlığı için oldukça zararlıdır. Bu görüntüler onların zihninde travmatik izler bırakabilir ve depremi tüm gerçekliğinden soyutlayarak sadece bir yıkım olarak algılamalarına neden olabilir. Yetişkinler olarak siz de bu haberleri çocuğunuzun yanında izlememeye özen gösterin.

Duygularını Konuşmaya ve Soru Sormaya Teşvik Edin

“Bu konuda aklına takılan bir şey var mı?”, “Depremle ilgili neler hissettiğini merak ediyorum,” gibi açık uçlu sorular sorun. Onun korkularını asla küçümsemeyin veya geçiştirmeyin. “Abartılacak bir şey yok” demek yerine, “Evet, bu korkulacak bir durum, ama biz güvende kalmak için ne yapacağımızı biliyoruz,” şeklinde yaklaşın. Tüm sorularını sabırla ve dürüstçe cevaplayın. Bilmiyorsanız, “Bilmiyorum, ama birlikte öğrenebiliriz,” deyin.

Umut Aşılayın ve Yardımlaşmanın Önemini Vurgulayın

Depremi sadece bir yıkım olarak değil, dayanışma ve yardımlaşma zamanı olarak da anlatın. İnsanların birbirine nasıl destek olduğundan, arama kurtarma ekiplerinin çalışmalarından, depremi daha az hasarla atlatan binalardan bahsedin. Bu, çocuğunuzun dünyaya dair umudunu ve güvenini taze tutar.

Bilgi, Güven ve Güvenlik Üçgeni İnşa Edin

Çocuğa depremi anlatmak, bir kereye mahsus bir sohbet değil, süreklilik gerektiren bir iletişim sürecidir. Bu süreçte;

  • Bilgiyi yaşına uygun, sade ve doğru bir şekilde verin.
  • Güven duygusunu her fırsatta vurgulayın ve sizin sakinliğinizle bunu pekiştirin.
  • Güvenlik tedbirlerini birlikte alarak, korkuyu eyleme dönüştürün.

Unutmayın, amacımız çocuklarımızı korkutmak değil, onları güçlendirmek, çaresiz hissettirmek değil, hazırlıklı olmanın gücünü aşılamaktır. Doğru iletişimle, depremi çocuklarımızın zihninde bir travma değil, baş edilebilir bir doğa olayı olarak konumlandırabiliriz.