
Doğal afetler arasında en yıkıcı etkiye sahip olan depremler, maalesef ülkemiz coğrafyasının acı bir gerçeğidir. Bu gerçekle yaşamayı öğrenirken, maddi kayıplarımızı güvence altına almanın en önemli yolu ise Zorunlu Deprem Sigortası, yani DASK’tır. Konut sahibi olmanın ayrılmaz bir parçası haline gelen DASK hakkında bilinçli olmak, hem yasal yükümlülüğümüzü yerine getirmek hem de olası bir felakette ayakta kalabilmek için hayati öneme sahiptir.
DASK’ın Amacı ve Kapsamı Nedir?
DASK, 1999 Marmara Depremi’nin ardından çıkarılan yasa ile hayatımıza giren, Türkiye sınırları içindeki tüm meskenler için zorunlu bir sigortadır. Temel amacı, bir deprem felaketi sonrasında meydana gelen maddi kayıpların telafi edilmesine yardımcı olmak ve devletin bu konudaki finansal yükünü hafifletmektir. DASK, bir can güvenliği sigortası değil, bir mali güvence sistemidir. Sigorta kapsamı, deprem nedeniyle doğrudan konutun taşıyıcı sisteminde (kolon, kiriş, perde duvar vb.) meydana gelen hasarları güvence altına alır. Bunun yanında, deprem sonrası ortaya çıkan yangın, infilak ve tsunami gibi olayların yol açtığı fiziksel hasarlar da teminat altındadır. Ancak unutulmamalıdır ki, DASK değerli eşyalarınızı, mobilyalarınızı veya deprem sonrası oluşabilecek gelir kaybınızı kapsamaz. Bu tür daha geniş teminatlar için konut poliçeleri gibi ek sigortalara ihtiyaç duyulabilir.
Kimler DASK Yaptırmakla Yükümlüdür?
DASK yaptırma zorunluluğu, Tapu Sicil Müdürlükleri’ne kayıtlı tüm meskenler için geçerlidir. Bu, konut sahipleri için doğrudan bir yükümlülüktür. Eğer konut kiracı iseniz, DASK yaptırma sorumluluğu ev sahibinize aittir. Ancak kiracı olarak, ev sahibinizin bu sigortayı yaptırdığından emin olmanız kendi güvenliğiniz açısından önemlidir. DASK olmadan, elektrik, su ve doğalgaz abonelikleri yapılamaz ve konutun tapu işlemlerinde sorun yaşanabilir. Bu nedenle, sadece yasal bir zorunluluk değil, aynı zamanda konutla ilgili diğer işlemlerin de ön koşuludur.
DASK Teminat Tutarı Nasıl Belirlenir?
DASK’ta ödeyeceğiniz sigorta primi, konutunuzun “brüt yapı inşaat maliyeti” üzerinden hesaplanır. Bu, konutunuzun metrekaresine, inşa edildiği yıla ve bulunduğu ilin deprem risk grubuna göre belirlenen bir değerdir. Yani DASK teminat tutarı, konutunuzun piyasa değeri veya sizin aldığınız fiyat ile doğrudan ilişkili değildir. Sigorta priminizi etkileyen en önemli faktörler; konutunuzun bulunduğu bölgenin deprem riski (1. derece riskli bölgelerde prim daha yüksektir), konutun yapım yılı ve inşaat kalitesi ile konutun metrekare bilgisidir. Bu değerler, her yıl Türkiye Sigorta Birliği tarafından belirlenir ve sigorta şirketleri bu tarifeye göre hareket eder. Bu nedenle, farklı sigorta şirketlerinden alınan teklifler aynı olacaktır.
DASK Poliçesi Nasıl Alınır ve Süreç Nasıl İşler?
DASK poliçesi almak oldukça kolaydır. Sigorta şirketlerinin şubelerinden, acentelerinden, bankalardan veya internet üzerinden online olarak temin edilebilir. Poliçe alırken konutun adresi, yapım yılı, inşaat tipi (betonarme, çelik, yığma vb.) ve net kullanım alanı gibi bilgiler doğru bir şekilde verilmelidir. DASK poliçeleri bir yıl geçerlidir ve her yıl yenilenmesi gerekir. Deprem sonrası hasar durumunda ise yapılacak işlemler şu şekildedir: Öncelikle, sigorta ettiren kişi en kısa sürede sigorta şirketine başvurmalıdır. Sigorta şirketi, hasar tespit işlemi için bir eksper görevlendirir. Eksper, konutta oluşan hasarı “Hasar Tespit Formu” üzerinden değerlendirir ve raporunu hazırlar. Bu rapora göre, konutun hasar durumu “az hasarlı”, “orta hasarlı” veya “ağır hasarlı” olarak sınıflandırılır. Hasarın durumuna göre, onarım bedeli veya konutun yıkılması halinde teminat tutarı üzerinden tazminat ödemesi yapılır.
DASK ile İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar
DASK hakkında toplumda yerleşmiş bazı yanlış kanılar bulunmaktadır. Bunlardan en yaygını, “DASK evimi her türlü riske karşı sigortalıyor” düşüncesidir. DASK sadece deprem ve onun doğurduğu yangın, infilak gibi riskleri kapsar, sel veya hırsızlık gibi durumları kapsamaz. Bir diğer yanlış inanış, “Kira ödüyorum, DASK beni ilgilendirmez” düşüncesidir. Kiracı olsanız dahi, ev sahibinizin bu sigortayı yaptırmış olması, deprem sonrası yaşanacak mağduriyetin önüne geçecektir. Ayrıca, “DASK poliçem yok, devlet yine de yardım eder” düşüncesi de doğru değildir. DASK, devletin vatandaşlarına yapacağı yardımların öncesinde, kişinin kendi maddi güvencesidir. DASK’ı olmayanlar, devletin afet sonrası sağlayacağı barınma ve destek yardımlarından faydalanabilir ancak bu, konutunun maddi değerini karşılamaz.
Sonuç olarak, DASK bir lütuf değil, bir sorumluluktur. Deprem gerçeğini kabullenmenin ve buna uygun hazırlık yapmanın en akılcı yoludur. Küçük bir prim ödeyerek, büyük bir felaketin maddi yükünü sırtlanmamak ve sevdiklerimizin geleceğini güvence altına almak hepimizin elindedir. Unutmayın, DASK sadece bir evin sigortası değil, aynı zamanda bir ailenin geleceğinin de teminatıdır.