
Deprem meydana geldiğinde, içgüdüsel olarak insanların yöneldiği ilk şey yapıları terk etmek için depremden kaçmaktır. Fakat depremden kaçmanın doğru bir davranış mı ya da yanlış bir davranış mı olduğunu pek çok insan bilmiyor. Özellikle deprem anının ilk saniyelerinde doğru bir hareket tarzıyla davranmak, deprem yıkıcı olmasa bile meydana gelebilecek, beklenmeyen can kayıplarını ve tahribatı önlemeye dair çok önemlidir. Deprem anında yaşanan panik ve korku, insan doğasının normal bir tepkisidir. Ancak bu anda verilen kararlar hayatî önem taşır. Peki, deprem sırasında gerçekten kaçmaya çalışmalı mıyız? Bu sorunun yanıtı, duruma ve mekâna göre değişiklik göstermektedir.
Kaçmak Ne Zaman Tehlikelidir?
Depremden kaçmak insanın elinde olan bir şey değildir ancak depremden kaçmak gerektiği veya gerekmediği yönünde sarsıntı anında bu kritik kararı almak son derece hayati bir öneme sahiptir. Modern afet yönetimi protokolleri, çoğu durumda deprem sırasında binayı terk etmeye çalışmanın son derece riskli olduğunu vurgular. Bunun birkaç önemli nedeni vardır:
1. Yüksek Düşme ve Yaralanma Riski: Deprem sırasında ayakta durmak neredeyse imkânsızdır. Yer sarsıntılarının şiddeti insanı yere devirebilir ve merdivenlerden düşme, camlara çarpma gibi ciddi yaralanmalara neden olabilir.
2. Enkaz Tehlikesi: Kaçış yolunuz üzerinde (merdiven boşlukları, giriş çıkışlar, kapı aralıkları) bina bileşenlerinin (sıva, tuğla, cam, beton parçaları) düşme olasılığı yüksektir. Binayı terk etmeye çalışırken bu enkazlara maruz kalma riskiniz artar.
3. Zaman Yetersizliği: Depremin en şiddetli sarsıntıları genellikle sadece birkaç saniye sürer. Bu kısa sürede güvenli bir açık alana ulaşmak çoğu zaman mümkün değildir.
4. Panik ve Kargaşa: Kalabalık bir binada herkesin aynı anda kaçmaya çalışması, paniğe ve izdihama neden olabilir. Bu durum, depremin kendisinden daha tehlikeli sonuçlar doğurabilir.
“Çök-Kapan-Tutun” Hayat Kurtaran Altın Bir Kuraldır?
Güncel afet bilimi, deprem anında mümkünse hemen “Çök-Kapan-Tutun” hareketini yapmanızı önerir. Bu yöntem, en güvenli hayatta kalma tekniklerinden biridir.
- Çök: Yere mümkün olduğunca çabuk çökün.
- Kapan: Başınızı ve boynunuzu kollarınızla veya bir nesneyle (kitap, sırt çantası gibi) koruyun. Varsa sağlam bir masa veya mobilyanın altına girin.
- Tutun: Sarsıntı bitene kadar bulunduğunuz güvenli noktaya sıkıca tutunun.
Bu pozisyon, düşen cisimlerden ve enkazdan korunmak için hayatî bir boşluk (yaşam üçgeni) oluşturmanıza olanak tanır. Sarsıntı durduktan sonra, ancak o zaman binayı dikkatlice ve hızlıca terk etmek için hareket etmelisiniz.
Kaçmanın Doğru Olabileceği İstisnai Durumlar
Ancak, her kuralın istisnaları vardır. Aşağıdaki nadir durumlarda kaçmak daha güvenli bir seçenek olabilir.
- Açık bir Alanın Hemen Yakınındaysanız: Eğer birinci katta veya zemin kattaysanız ve kapıya birkaç adım mesafede, geniş, binalardan, ağaçlardan ve elektrik hatlarından uzak bir açık alan varsa, sarsıntı başlar başlamaz çok hızlı bir şekilde kaçabilirsiniz.
- Tehlikeli Yapılardaysanız: Eğer sağlam olmadığını bildiğiniz, hasarlı veya dayanıksız bir yapıda (kerpiç, eski bina) bulunuyorsanız ve dışarısı güvenliyse, dışarı çıkmak en iyi seçenek olabilir. Ancak bu karar çok hızlı verilmelidir.
- Sahil Kesimindeyseniz ve Şiddetli Deprem Olmuşsa: Sarsıntı durduktan hemen sonra deniz seviyesinden yüksek bir yere kaçmak gerekir. Çünkü deprem tsunamiyi tetikleyebilir.
Kaçma Değil Korunmaya Çalışmak Öncelik Olmalı
Her şeyden önemlisi deprem kuşakları üzerinde yer alan ülkelerin yaşamış olduğu bu amansız felaketlerden kaçmak yerine deprem olmadan önce hazırlıklı olmak ve depremin meydana getireceği tahribatı en aza indirmek namına depreme dayanıklı konutlar ve yapılar inşa etmek daha doğru bir tutumdur. Modern afet yönetimi anlayışı, deprem sırasında değil, sonrasında kaçmanın esas olduğunu vurgular. Deprem bir sınavdır ve bu sınavın cevap anahtarı “Çök-Kapan-Tutun” ve sarsıntı durduktan sonra güvenli bir şekilde tahliye olmaktır.
Unutulmamalıdır ki, depremde hayatta kalmanın en önemli yolu, deprem öncesinde alınan önlemlerdir. Binaların sağlamlığı, sabitlenmiş eşyalar, acil durum çantası ve aile afet planı, kaçış stratejisinden çok daha kritik bir role sahiptir. Depremde kaçmaya çalışmak, çoğu zaman kontrol edemediğimiz tehlikelere maruz kalmak anlamına gelir. Oysa çök-kapan-tutun yöntemi, kendi hayatımızı korumak için kontrolü elimize almamızı sağlar.